in due course

  1. zamanı/sırası/vakti gelince, zamanla, vakit geçirmeden, vaktinde.
esas sahibi olmadığı halde kıymetli bir evrakın karşılığını yasal olarak alma yetkisi olan kimse.
ödenme zamanı gelmeden bir senedi güvenerek ve değerine göre alan ve ödenmeyişinden haberi olmayan kişi
normal vadesinde ödeme
zamanı gelince bir konuya dönmek Verb